İŞ DAVALARI

İş Mahkemelerinde en çok açılan davalar iş ve çalışma ilişkisinden veya iş akdinin feshinden kaynaklanan alacak ve  tazminat davalarıdır. Bu tür davalarda ücret alacağı, yıllık ücretli izin alacağı, fazla mesai ücreti alacağı, genel tatil ve haftalık tatil ücreti alacağı ile kıdem ve ihbar tazminatı talep edilir. Davaları, işçi alacakları ile ilgili iş davaları ve hizmet tespiti davalarıdır.

Diğer bir dava konusu olan  iş kazası tanımı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun hizmet akdiyle veya kendi adına ve hesabına bağımsız çalışan sigortalıların tabi olduğu kısa vadeli sigorta hükümleri iş kazasının tanımı, bildirilmesi ve soruşturulması başlıklı 13. maddesinde yapılmıştır. Madde uyarınca, sigortalı işyerinde bulunuyor iken ortaya çıkan ve sigortalı çalışanı o anda veya daha sonradan bedensel veya ruhsal olarak engelli hale getiren olaylar, iş kazası olarak adlandırılır.

İş Kazasında Yapılması Gerekenler

Bir iş kazası meydana gelmesi halinde yapılması gerekenler 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4. 5. ve 13. maddesinde belirtilmiştir. Hizmet sözleşmesi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalışan işçiler ile hizmet sözleşmesi ile çalışmasalar da ceza infaz kurumları ile tutuk evleri bünyesinde bulunan atölye vs. bölümlerde çalışan hükümlü ve tutukluları çalıştıran işverenler iş kazası gerçekleştiğini o yer kolluk kuvvetlerine hemen bildirim yapmalıdırlar. Bu kişiler Sosyal Sigortalar Kurumuna kazadan sonra iş kazası bildirimi süresi gereği üç iş günü içinde bildirimde bulunmalıdırlar.

İşçi köy ve mahalle muhtarı ise veya hizmet sözleşmesine bağlı olmaksızın kendi nam ve hesabına çalışmakta ise hastalığının bildirim yapmaya engel olmadığı günden itibaren üç iş günü içinde ve herhalde bir ayı geçmemek şartıyla Sosyal Sigortalar Kurumuna iş kazası bildirimi yapmalıdırlar.

(Daha Ayrıntılı Bilgi İçin İş Kazası Davaları Konumuza Bakabilirsiniz.)

İş Davalarında Arabuluculuk

Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.

Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.

İş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davaları hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.

Arabuluculuk Daire Başkanlığı, sicile kayıtlı arabuluculardan bu madde uyarınca arabuluculuk yapmak isteyenleri, varsa uzmanlık alanlarını da belirterek, görev yapmak istedikleri adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonlarına göre listeler ve listeleri ilgili komisyon başkanlıklarına bildirir. Komisyon başkanlıkları, bu listeleri kendi yargı çevrelerindeki arabuluculuk bürolarına, arabuluculuk bürosu kurulmayan yerlerde ise görevlendirecekleri sulh hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüğüne gönderir.

Başvuru karşı tarafın, karşı taraf birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yerindeki veya işin yapıldığı yerdeki arabuluculuk bürosuna, arabuluculuk bürosu kurulmayan yerlerde ise görevlendirilen yazı işleri müdürlüğüne yapılır.

Arabulucu, komisyon başkanlıklarına bildirilen listeden büro tarafından belirlenir. Ancak tarafların listede yer alan herhangi bir arabulucu üzerinde anlaşmaları hâlinde bu arabulucu görevlendirilir.

Başvuran taraf, kendisine ve elinde bulunması hâlinde karşı tarafa ait her türlü iletişim bilgisini arabuluculuk bürosuna verir. Büro, tarafların resmi kayıtlarda yer alan iletişim bilgilerini araştırmaya da yetkilidir. İlgili kurum ve kuruluşlar, büro tarafından talep edilen bilgi ve belgeleri vermekle yükümlüdür.

İş Davalarında Yetki

(1) İş mahkemelerinde açılacak davalarda yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi ile işin veya işlemin yapıldığı yer mahkemesidir.

(2) Davalı birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.

(3) İş kazasından doğan tazminat davalarında, iş kazasının veya zararın meydana geldiği yer ile zarar gören işçinin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.

(4) İş mahkemelerinin yetkilerine ilişkin olarak diğer kanunlarda yer alan hükümler saklıdır.

(5) Bu madde hükümlerine aykırı yetki sözleşmeleri geçersizdir.

Görev

(1) İş mahkemeleri;

  1. a) 5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına,
  2. b) İdari para cezalarına itirazlar ile 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamındaki uyuşmazlıklar hariç olmak üzere Sosyal Güvenlik Kurumu veya Türkiye İş Kurumunun taraf olduğu iş ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklara,
  3. c) Diğer kanunlarda iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilen uyuşmazlıklara,

ilişkin dava ve işlere bakar.

İş Davalarında Zamanaşımı

Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması nedeniyle dava edebilme niteliğinden yoksun kılan kavramdır. Zamanaşımı, doğmuş ve var olan bir hakkın istenmesini ortadan kaldıran bir savunma olgusudur. Davaya bakan hakim tarafından resen gözetilmeyen ve yasada öngörülen süre ve usulde ileri sürülmesi zorunlu olan zamanaşımı, bir defidir.

Zamanaşımı başlangıç tarihi, sözleşmeden doğan alacaklarda alacağın muaccel olduğu tarihtir. Muacceliyet ise ifa zamanının gelmiş olmasıdır. Bu sebeple,  işçi-işveren arasında geçen hukuki sorunlar, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan ve  hakkın doğumundan itibaren zamanaşımının  başlaması söz konusu olacaktır.

İş kazası ve meslek hastalığından kaynaklanan  maddi manevi tazminat davalarında zamanaşımı süresi, iş kazasının meydana gelmesinden veya meslek hastalığının hastane raporuyla tespitinden itibaren 10 yıldır. Sigortasız çalışmalar için açılan hizmet tespit davasındaki süre, hak düşümü süresi olup hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıldır.